Araştırmacı yazar (Kestanepazarı Mezunu) Kadir Keskin, Gazete Yarın internet sitesindeki köşe yazısında Kestanepazarı’nda yaşadığı günleri okurlarıyla paylaştı. “İmam-Hatip Okullarının Dünü Ve Manisa’da Bugünü” adlı yazısında vefa borcu olduğunu düşündüğü hayırseverlerden ve Kestanepazarı Yöneticilerinden bahseden Keskin yazısının ilk bölümünde şunları söyledi:
“1962 Yılında 16 yaşında çiçeği burnunda genç bir İzmir İmam-Hatip Okulu öğrencisiyim. Okumamda rahmetli babamdan çok İzmir Kestanepazarı’ndan rahmetli Yazar Hacı Raif CİLASUN, Rahmetli Ali Rıza GÜVEN ve Ödemişten Merhum Mustafa KÖSEOĞLU gibi ismini sayamadığım birçok İzmirli hayırsever ağabeylerimin sadece benim değil, Kestanepazarı’nda okuyan arkadaşlarımızın üzerinde çok büyük hakları vardır. Allah onlardan razı olsun. İki yıldır eğitim seminerlerim dolayısıyla gidip gördüğüm İzmir Kestanepazarı Eğitim Kurumları bayrağının bugün Sayın Hasan DAYHAN ve yardımcısı Sayın Necati GÜRSÖZ’ün omuzlarında serpilip büyüyerek benim gibi birçok zeki, dar gelirli yoksul Anadolu çocuklarının okumalarına vesile olmaktadırlar. Dün ve bugün Kestanepazarı’nda kalan bizler hiçbir zaman bu büyüklerin haklarını ödeyemeyiz. 70 yaşında olmama rağmen her gün okuldan okula seminerlerim vasıtasıyla koşuşturmamın amacı onların bize verdiklerinin karşılığını vermektir. Çünkü onların ne amaçla bizi okuttuklarının bilinci içindeyim.
Burada merhum Hacı Raif CİLASUN amcalarımla beraber ülkemizin tanınmış hayırseverlerinden Bahariye Mensucatın sahibi Merhum Musa TOPBAŞ ağabeyimizi de zikretmek durumundayım. Onunla ilgili bir hatıramı da anlatarak esas Manisa’da İmam-Hatiplerin bugününü yazmak istiyorum.
1962 yıllarında hacca kara yolu ile otobüslerle gidilirdi. Özellikle Kurban bayramlarında otobüs sıkıntısı dolayısıyla yolculuk çok zor olur, otogarlarda otobüs bulunmazdı. 1962 yılı Kurban bayramında İstanbul’dan Bahariye Mensucatın sahibi rahmetli Musa TOPBAŞ amca bizi dipten tırnağa kadar giydirdi. Hayatımda giydiğim dâhil ilk takım elbise idi. Çünkü öğrenciliğim hep amelelikle geçti ve giysilerimi İzmir’in meşhur bitpazarı diye tabir edilen yerden satın alırdım. Kurban Bayram tatili için memleketim Afyon Dazkırı’ya araba bulamayınca Denizli’ye kadar gidebildim. Denizli’den de Dazkırı’na araba bulamayınca Denizli’de otelde kalkmak zorunda kaldım ve bir otele girdim, kayıt oldum. Otelin holünde soba başında oturan halkaya selam vererek ben de sobanın başına oturdum. Oturanlardan biri nerede okuduğumu sorunca ben de İzmir’de okuduğumu söyledim. Bana hangi kolejde okuduğumu sordu. Çünkü ona göre Dazkırı’dan İzmir’de okuyan öğrenci olsa olsa zengin çocuğu olurdu. Çünküüzerimdeki elbise de onu gösteriyordu. İmam-Hatip Okulunda okuduğumu söyleyince, adamın yüzü ekşi erik yemiş gibi yüzü buruştu ve bana “Oğlum okuyacak okul mu bulamadın. Oradan çıkıp ne olacaksın, yarın modern dilenci olup cami önlerinde mendil açacaksın yazık değil mi gençliğine. Git doğru dürüst bir okulda oku” deyince korkunç bir psikolojik travmaya uğradım. Nutkum tutuldu, cevap veremedim. Biraz sonra beni horlayan bu insanın Denizli Endüstri Meslek Lisesinde öğretmen olduğunu konuşmalarından anladım. Oysaki daha dün gibi hatırlıyorum 24 kişilik sınıfımızdan 3 profesör, bir doktur, müftü, öğretmen çıktı. Her birimiz girdiğimiz yerden yüz akıyla çıktık. Benim de meslek hayatımın yarısından fazlası Manisa Lisesinin idaresinde geçti.19 yıl Manisa’nın en büyük lisesinde görev yaptım. Yani arkadaşlarımızın hiç biri modern dilenci olmadı. Bulundukları kurumlarda gayet verimli hizmetlerde bulundular. Bugün Türkiye’de devlete en az maliyeti olan bu okullardır. Zira birçok ilde okul binalarını vatandaş kendisi yaptırmıştır. Başarılarıyla da kendilerini ispatlamış okullardı. Zira 28 Şubat öncesi İmam- Hatip Liselerinden ÖSS de derece yapan bihayli öğrenciler de çıktı. Hatta 28 Şubat öncesi üniversiteye girişte İmam-Hatip Liselerinin başarı ortalaması %27 iken, genel liselerin başarı ortalaması %21 civarında idi. Ama ne yazık ki Sayın Cumhurbaşkanımızı da yetiştiren bu okulların 28 Şubatta önü kesilerek çok büyük haksızlığa uğradılar ve ağır darbe aldılar. Çok şükür devletimiz bu okullarla beraber meslek okullarının önündeki duvarları yıktı ve meslek liseleri eski günlerine kavuşmaya başladı.” diyerek duygularını ifade etti.”
… http://www.gazeteyarin.com/imam-hatip-okullarinin-dunu-ve--manisada-bugunu-makale,401.html
[caption id="attachment_7108" align="alignnone" width="595"]
Kadir Keskin Kestanepazarı'nı Okurlarıyla Paylaştı[/caption]
[caption id="attachment_7110" align="alignnone" width="595"]
Kadir Keskin'in 24 Kasım 2014 Tarihli Kestanepazarı'nda ki Konfernası[/caption]
[caption id="attachment_7112" align="alignnone" width="595"]
Kadir Keskin, Hasan Dayhan'a Kitaplarından Hediye Etti[/caption]