Öğrenci-yazar buluşmaları çerçevesinde gerçekleştirilen Abdurrahman Dilipak konferansı, hafızlar ve Kur’an talebelerine hakikat pencereleri açtı. Öğrencilerimizin dikkatle dinlediği konferansta Dilipak, hafızın, yaşayan bir Kur’an olması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: “Hepimizin yaşayan Kur’an olmamız gerekiyor. Onun anlamına vâkıf değilseniz bu ciddi bir problemdir. Hafızlık zor sanattır.” Hafız olmanın tek başına pek bir şey ifade etmediğini belirten Dilipak; Kur’an’ı sadece güzel sesle okumanın, biyonik bir insan modeli ortaya çıkardığını ifade etti. Bugün kayıt cihatlarının, hatta cep telefonlarının bile 7 kıraat üzere Kur’an okuduğunu hatırlatarak; Kur’an’ı anlamadan, sadece güzel bir sesle okumanın hiçbir şey ifade etmediğinin altını çizdi.
[caption id="attachment_6324" align="alignnone" width="595"]
Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak Öğrencilerimizle Buluştu[/caption]
Allah’ın, kavli ve kelamî olmak üzere 2 tür hitabının olduğunu vurgulayan Dilipak, her iki hitabın da doğru şekilde okunup anlaşılmasının, yaşayabilmek için şart olduğunu söyledi. Hafızların birçok ilme vâkıf olmaları gerektiğini; Arapça, fıkıh, tefsir, akaid, usul bilgileri, tıp, biyolojinin yanı sıra birçok alanda yeterli donanıma sahip olmaları gerektiğini hatırlattı. “Kur’an’la ilişkimizi iyi tutmalıyız. Kur’an’ı güzel okumak çok bir şey değildir. Asıl olan Kur’an’ın bize verdiği mesajdır. Ve onu anlamaktır” diyen Dilipak, “Duvarlarınızda bir tane hat yok. Hattı anlamayan hafız kanadı kırık kuş gibidir. Niye yazmıyorsunuz. Hani kalem sahipleri? Hattı da bilmelisiniz” dedi.
“Bir hafız Arapça, Osmanlıca bilmiyor. Ne işe yarar?” diye soran Dilipak, Kur’an’ı anlatacak dile sahip olmalısınız. Edebiyat, belagat da bilmelisiniz.” dedi.
Hitabet derslerine ve hutbelere de değinen Dilipak, “Hitabet dersi, kâğıttan, bir hutbenin okunup geçildiği bir ders olmamalıdır. Hutbe, geçilen haftanın muhasebesi, gelecek haftanın da planıdır. Cami, ayağı kırık kedinin bile kefili, sorumlusudur. Herkesin havaic-i asliyesinin kefilidir cami.” diyerek; hayatı, insanı, kitabı, kâinatı okuyan, anlayan; zamanın ruhunu yakalayan; toplumun sorunlarına vakıf; mahallede bulunun tüm insanların her türlü sorunuyla ilgilenen bir imam portresini ortaya koydu.
Merasimlerde, törenlerin başındaki Kur’an tilavetlerine de dikkat çeken Abdurrahman Dilipak, “Zamanın ve mekânın ruhuna uygun ayetler okumalısınız. ‘Aşır’ on demektir. En az 3, en fazla 10 ayet okunmalıdır. Hatta siz 3 ayetten fazla okumayın. 1 ayet okuyun. Onu anlatın. O ayet niçin inmiş, bize ne diyor, bi anlatın. O ayete ilişkin hadisleri de ekleyin anlatımınıza. Sonra ikinci ayeti okuyun, onu da anlatın, sonra üçüncü ayeti.” diyerek; Kur’an’ın mesajını anlamamız gerektiğini, vurgulu cümlelerle dile getirdi. Yaşayan bir Kur’an olarak örnek bir hayat yaşamamız gerektiğini vurguladı.
[caption id="attachment_6322" align="alignnone" width="595"]
Abdurrahman Dilipak Konuşmasında, Sistemin Değil Hakikatin En İyisi Olunması Gerektiğine Değindi[/caption]
“Kur’an’ı, hayatımızın anahtarı yapacağız. Yeni bir anlayışla, Kur’an’a yeniden yöneleceğiz. Onun mesajını anlayacağız. Bunun için gerekirse “Kur’anî Sorumluluklar Komiteleri” kurun öğrenci arkadaşlarınızla. Fıtrat komitesi, cihat komitesi, dullar ve yetimler komitesi, iktisat komitesi… Hatta sanat komitesi, hikâye komitesi, mizah komitesi, edebiyat komitesi… 3’er 5’er kişilik komiteler olarak okuyun, araştırın, anlayın, hazırlıklarınızı yapın, arkadaşlarınıza anlatın, paylaşın. Kur’an’ı anlatabilmek için dil, sanat, edebiyat… ne varsa öğrenin.
Birbirinizden çabuk vazgeçmeyin. Kardeşlerinize sahip çıkın. Yanlış yapanı yalnız bırakmayın. Dostluğunuzu sürdürün. Ona yardımcı olun. Sizler bu vahyin muhafızlarısınız. Bu güzelliğinizi insanlarla paylaşın.
Hafız olmak kahramanlıktır. Size öğretilenlerle yetinmeyin. Daha fazlasını isteyin. Bu kurum ve buradaki yöneticiler bunun için varlar. Gerekirse ‘Biz öğle yemeği yemeyeceğiz, onun yerine hat dersi görmek istiyoruz, tefsir dersi görmek istiyoruz, Arapça öğrenmek istiyoruz, okumak, anlamak istiyoruz’ deyin. Bu insanlar size hizmet etmek için seferber olacaklardır.” diyerek, hafızların sorunluluklarını hatırlattı. “Kur’an’ı anlamadan, onu hayatına yansıtmadan, sadece güzel bir sesle ölü arkasından Kur’an okuyup, cebine para sıkıştırılan bir insan olursanız yazık olur.” şeklinde sözlerini tamamladı.
Konferans sonrası, M. Necati Gürsöz tarafından Dilipak’a plaket takdim edildi.
[caption id="attachment_6323" align="alignnone" width="595"]
Kestanepazarı Fidan Eğitim Kurumları Derneği Başkanı M. Necati Gürsöz, Yazar Abdurrahman Dilipak'a Yönetim Kurulu Adına Plaket takdim Etti[/caption]