Hayırseverlerimizden Hüseyin Gümüşlü, Manisa Sarıgöl’de bulunan iş yerinde ziyaret edildi.
Kestanepazarı Halkla İlişkiler Müdürü Mustafa Yaman ve Ortaöğrenim Yurdu Müdür Yardımcısı Ali Koç tarafından, Gümüşlü Zirai İlaç Bayii’nde gerçekleşen ziyarette hasbihal edildi. Ziyarete Manisa Sarıgöl ilçe Müfütüsü Mustafa Akkurt da katıldı.
Gümüşlü ziyarette, ticari hayatına sıfırdan geldiğini belirterek, ibretlik hayat hikâyesini anlattı.
Hayırseverlerimizden Gümüşlü Zirai İlaç Bayii sahibi ziraat teknikeri Hüseyin Gümüşlü’ye ticaret ve iş ahlakıyla ilgili sorduk.
Fidan: Ticarete nasıl başladınız. Ticari kariyerinizde nasıl yükseldiniz?
Hüseyin Gümüşlü: 1936 yılında Manisa Sarıgöl’de doğdum. Ticarete 10 koyun alarak hayvancılıkla başladım. 170 koyunum olduğunda hepsini satıp tüccarlığa başladım.
1965 yılında Sarıgöl esnafı ile birlikte toplanarak İzmir Borsasına gidip gelmeye başladık. O yıllarda arkadaşlarım İzmir’deki eğlence merkezlerinde yer ayırtır, vaktini eğlence merkezlerinde geçirirdi. Ben ise sabah ve yatsı namazlarımı Kestanepazarı Camii’nde kılıyor, Akşam namazını Çorakkapı Camii’nde eda ediyordum. Yatsı namazını kılar ve yatar, sabah namazından sonra ise işleri takip ederdim. Arkadaşlarım gecelerini eğlence merkezlerinde geçirdiği için borsaya hem az parayla hem de uykusuz gelirlerdi. Onlar avans çekerek iş yapar, ben ise peşin para ile ticaret yapardım. Böylece aldığım malı değerinde satabiliyordum. O günlerden itibaren Allah’a karşı sorumluluğunu yerine getirmenin mükâfatı hep karşıma çıktı.
[caption id="attachment_4854" align="alignnone" width="595"] Soldan: Mustafa Yaman, Hüseyin Gümüşlü, Mustafa Akkurt[/caption]Fidan: Ticari başarınızı neye bağlıyorsunuz?
Hüseyin Gümüşlü: Ticarette çok şeyler kazandım. Sarıgöl’de ilk vergi vermeye başlayan kişi oldum. Sebebi ise dürüst olmak. Böylece Sarıgöl’deki ilk vergi rekortmeni oldum.
Ölçü ve tartıya çok dikkat ederdim. Halkımızda bu hususlara dikkat ettiğim için bana güvenir alış-verişi benle yapardı. Her gittiğim yerde para kazandım.
Fidan: Bizlere ticaret hayatınızda unutamadığınız bir anınızı anlatır mısınız?
[caption id="attachment_4853" align="alignleft" width="200"] Hüseyin Gümüşlü[/caption]Hüseyin Gümüşlü: Bir gün 4 hamal ve 1 at arabasıyla birlikte köylerden mal alıyorum. Köylerden birinden bir hanımefendiden 1,5 balya pamuk aldım. Hamallar malı arabaya yükledi ve yola koyulduk. Köyden çıktıktan sonra pamuk kuru mu, yaş mı diye bakmak için bir bıçak alarak pamuk balyasını yardım. Bir torba içinde altın gördüm. Hemen at arabasını durdurarak hamallara, köye gitmem gerektiğini söyledim. Hamallar kızarak yeni köyden geldiğimizi söyledi. Onları arabadan indirerek at arabacısına fazladan yevmiye verdim ve köye geri dönmesini söyledim. Köye gittiğimde hanımefendi ağlıyor, feryat ediyordu. Ben de hanımefendiye seslenerek “Allah servetini geri gönderdi” dedim ve altın poşetini ona vererek saymasını söyledim. Sayma işi biraz zaman aldı ve sayması bitince helalleşerek yoluma geri döndüm.
Hamal arkadaşlar bu olayı öğrenince “Sen sersemsin, torbayı neden verdin, kırışırdık” dediler ama ben altın torbasını hanım teyzeye verince mutlu oldum.
Bir zaman sonra hadise hanım teyzenin eşinin kulağına gitmiş. O da bana gelerek “Altınları neden verdin, ikimiz kırışırdık. Sen nasıl insansın” diyerek serzenişte bulundu. O gün ondan, teyzenin altınlar ile 30 dönümlük bir arazi aldığını duydum ve mutlu oldum.
Fidan: Memleketiniz Sarıgöl’de sadaka-i cariye olarak hangi hizmetlerde bulundunuz?
Hüseyin Gümüşlü: Ticarette dürüst ve güvenilir olduğum için çok kazandım ya da başka bir tabirle Allah parama bereket verdi. Sarıgöl’de okul ve cami yaptırdım Rabbimin izniyle. Okul yaptıırken yetkililerden hiçbirşeye karışmamalarını, okulun bütün ihtiyaçlarını benim üstlendiğimi ilettim. Cami yapımında çalışan işçilerin ücretlerini aynı gün iş bittiğinde öderdim. Para olmadığında da onları gönderir para toplanınca sizi çağıracağım derdim.